Skip to main content

Kübital tünel sendromu

Kübital tünel sendromu, elin üç ana sinirinden biri olan ulnar sinirin bir sıkışma veya basınca maruz kalması sonucunda ağrı, şişlik, uyuşukluk ve güç kaybı gibi problemlere yol açmasıdır. Sinir, dirseğimizdeki iki kemik çıkıntısının arasından geçerek el bileğimizi büktüren (fleksor karpi ulnaris)kasının iki başlangıç noktası arasından seyreder. Bu bölgede sinir çok yüzeyelleştiği için basıya ve travmaya açıktır.

Dirseğimizi büktüğümüzde ulnar sinir gerilir ve medial epikondil dediğimiz kemik çıkıntısına doğru itilerek sıkışır. Bu pozisyonda uzun süre geçirildiğinde, örneğin eli başının altında(dirseği kıvrık)uyuyanlarda, çalışırken dirseğini sürekli dayamak zorunda olanlarda kubital tünel sendromu oluşması daha kolaydır. Sinirin etrafını saran bağ dokusu kılıfı sürekli meydana gelen travmaya reaksiyon göstererek kalınlaşır. Kalınlaşan bağ dokusu arasındaki sinir liflerinin ileti kalitesi bozuldukça sendromun belirtileri ortaya çıkar.

Kubital tünel sendromunun belirtilerini ağrı, güçsüzlük, özellikle 4. ve 5.parmaklarda uyuşukluk, sinire dirsek seviyesinde meydana gelen küçük çarpmalar sonrasında dahi elde elektrik çarpması hissi oluşturur(şekil 2.). İleri dönemlerde parmakları birbirine yaklaştırmada güçlük çekildiği, eli düz tutmaya çalışırken 4. ve 5. parmakların geri doğru kıvrıldığı görülür.

Neden Önemlidir?

Kubital tünel sendromu, başlangıçta hafif belirtilerle kendini gösterse de zamanla tedavi edilmediğinde ciddi sorunlara yol açabilir. Özellikle sinir üzerindeki baskı kronik hale geldiğinde, ulnar sinirin beslediği kaslarda incelme (atrofi) ve kalıcı duyu kaybı gelişebilir. Bu durum, el fonksiyonlarını doğrudan etkiler. Yazı yazma, düğme ilikleme, küçük objeleri tutma gibi günlük basit hareketler bile zorlaşabilir.

Sinir baskısı uzun süre devam ederse, cerrahi tedavi dışındaki yöntemlerin başarısı düşer. Bu nedenle, erken tanı ve doğru tedavi büyük önem taşır. Kubital tünel sendromu, özellikle iş gücü kaybına neden olabilen, yaşam kalitesini ciddi oranda düşürebilen bir sinir sıkışma hastalığıdır.

Kubital Tünel Sendromunun Belirtileri

Kubital tünel sendromunun en tipik belirtisi, küçük parmak ve yüzük parmağında oluşan uyuşma ve karıncalanmadır. Bu his genellikle sanki “elektrik çarpıyor” gibi tanımlanır ve başlangıçta geçici olabilir. Ancak zamanla bu belirtiler sürekli hale gelir.

Belirtiler genellikle geceleri veya dirseğin uzun süre bükülü kaldığı durumlarda kötüleşir. Örneğin telefonla konuşurken dirseğin bükülü pozisyonda uzun süre kalması, sinir üzerine baskıyı artırır. Uyurken dirseğin bükülmesi de sabahları uyuşuklukla uyanmaya neden olabilir.

İlerlemiş vakalarda, elde tutma gücünde azalma, nesneleri düşürme, parmaklarda beceri kaybı ve elde kas erimesi görülebilir. Özellikle başparmakla işaret parmağı arasındaki alanda kas kaybı dikkat çeker.

Kimlerde Daha Sık Görülür?

Kubital tünel sendromu, bazı meslek ve yaşam tarzı faktörlerine bağlı olarak daha sık ortaya çıkabilir. Özellikle uzun süreli masa başı çalışanlar, bilgisayar kullanıcıları ve telefonla uzun konuşmalar yapan bireyler risk altındadır. Ayrıca müzisyenler, marangozlar, sporcular (özellikle ağırlık kaldıranlar) ve sürekli dirseğini bir yüzeye yaslayarak çalışan kişilerde daha sık görülür.

Bazı bireylerde ise dirsek çevresindeki kemik yapının doğuştan dar olması, daha önce geçirilmiş travmalar (örneğin dirsek kırığı), sinirin daha yüzeysel seyretmesi gibi anatomik faktörler de hastalığın gelişiminde etkili olabilir. Diyabet hastaları ve romatoid artrit gibi sistemik hastalıklara sahip bireylerde de sinirlerin zayıflaması nedeniyle risk artar.

Teşhis Nasıl Konur?

Kubital tünel sendromunun tanısı öncelikle hastanın şikayetlerinin dikkatli dinlenmesi ve fizik muayene ile başlar. Doktor, dirsek bölgesinde ulnar sinir üzerine bastırarak karıncalanma hissi oluşturabilir (Tinel testi). Ayrıca, hastadan elini belirli pozisyonlarda tutması istenerek belirtilerin tetiklenip tetiklenmediği kontrol edilir.

Tanının doğrulanması ve sinirin ne derece hasar gördüğünü belirlemek için elektrofizyolojik testler uygulanır. En yaygın kullanılan testler:

  • EMG (Elektromiyografi): Kasların elektriksel aktivitesini ölçerek sinir iletimiyle ilgili bozuklukları ortaya koyar.

Bazı durumlarda, sinirin çevresindeki yapıların değerlendirilmesi için MR görüntüleme veya ultrasonografi gibi ileri görüntüleme teknikleri de kullanılabilir.

Nasıl Tedavi Edilir ?

Konservatif (Ameliyatsız) Tedavi

Hafif ve orta şiddetli vakalarda öncelikle ameliyatsız yöntemler denenir. Tedavide amaç, sinir üzerindeki baskının azaltılması ve iltihabi sürecin durdurulmasıdır.

  • Pozisyon değişikliği: Özellikle uyku sırasında dirseğin aşırı bükülmesini önleyen gece atelleri (splint) kullanılır.
  • Dirsek altı destekler: Gün içinde dirseği yüzeye yaslamaktan kaçınmak için yumuşak destekler önerilir.
  • İlaç tedavisi: Ağrı ve inflamasyonun azaltılması için antienflamatuar ilaçlar (NSAID’ler) kullanılabilir.
  • Fizyoterapi: Kasların güçlendirilmesi ve sinirin rahatlatılması amacıyla özel egzersiz programları uygulanabilir.

Bu tedavilere rağmen şikayetler devam ediyorsa veya sinir hasarı ilerlemişse, cerrahi müdahale gündeme gelir.

Cerrahi Tedavi

Cerrahi tedavi, ulnar sinirin sıkıştığı bölgenin serbestleştirilmesi amacıyla yapılır. En sık uygulanan yöntemler şunlardır:

  • Sinirin dekompresyonu (gevşetilmesi): Kubital tünel bölgesi genişletilir ve sinirin üzerindeki baskı ortadan kaldırılır.
  • Anterior transpozisyon: Ulnar sinir, sıkıştığı bölgeden çıkarılarak ön tarafa alınır ve yeniden konumlandırılır.
  • Medial epikondilektomi: Dirsek kemiğindeki çıkıntı alınarak sinir üzerindeki baskı azaltılır.

Ameliyat genellikle günübirlik işlemdir ve çoğu hasta aynı gün evine dönebilir. İyileşme süresi kişiden kişiye değişmekle birlikte, çoğu hasta birkaç hafta içinde günlük yaşamına geri döner. Fizik tedavi ameliyat sonrası sürecin önemli bir parçasıdır ve kas gücünü geri kazanmak için büyük önem taşır.

El bilekte ve dirsekte sinir sıkışması nedeniyle ameliyat edilen hastamızın görüşleri

Kübital tünel Sendromu nedeniyle opere edilen hastanın görüşleri