Skip to main content

Dirsek Kırıkları ve Çıkıkları

Dirsek eklemi, kol ve ön kol kemiklerinin bir araya geldiği, oldukça karmaşık ve hassas bir yapıdır. Bu eklemdeki stabiliteyi sağlayan kapsül, bağlar, tendonlar ve kemik yapılar sayesinde hem güçlü hem de oldukça hareketlidir. Ancak bu karmaşık yapı, travmalara karşı da savunmasızdır. Özellikle düşme, çarpma veya ani zorlanmalar gibi dirsek travması oluşturan durumlar, dirsek kırıkları ve dirsek çıkığı ile sonuçlanabilir.

Dirsek Kırığı ve Dirsek Çıkığı Nedir? Nasıl Oluşur?

Dirsek kırığı, kol ve ön kol kemiklerinin dirsek eklemine yakın bölgelerinde oluşan kırıklardır. Bu kırıklar, düşme sırasında elin avuç içiyle yere temas etmesi gibi mekanizmalarla ortaya çıkar. Dirsek çıkığı ise, eklem yüzeylerinin normal pozisyonunu kaybederek birbirinden ayrılması durumudur. Çıkıklar basit veya kompleks olabilir; basit çıkıklarda kemik kırığı bulunmazken, kompleks çıkıklarda kırık ve çıkık bir aradadır.

Her iki durumda da eklemin anatomik dizilimi bozulur ve ciddi ağrı, şişlik, şekil bozukluğu ve hareket kısıtlılığı gibi belirtilerle kendini gösterir. Özellikle çıkıkla birlikte görülen damar-sinir hasarları acil müdahale gerektirir.

Dirsek Travmasının Belirtileri ve Tanısı

Dirsek travması sonrası hastalar genellikle şiddetli ağrı, dirsek hareketlerinde kısıtlılık, şişlik ve gözle görülür şekil bozukluğu ile başvururlar. Ağrı nedeniyle kolu hareket ettirmekte zorlanabilirler. Bazı durumlarda sinir hasarı belirtileri olan uyuşma, karıncalanma ya da kas güçsüzlüğü de eşlik edebilir.

İlk değerlendirme fizik muayene ile başlar ve hemen ardından direkt radyografiler (X-ray) çekilerek kırık veya çıkığın varlığı araştırılır. Kırıkların detaylı değerlendirilmesi için bilgisayarlı tomografi (BT) kullanılabilir. Eğer bağ yaralanmasından şüpheleniliyorsa, manyetik rezonans görüntüleme (MRG) de tanıya yardımcı olur.

Dirsek Kırıkları: Türleri ve Özellikleri

Dirsek bölgesinde farklı kemik yapılar yer aldığı için kırıklar da çeşitlidir.
Radial baş kırığı, ön kolun dış tarafındaki kemikte meydana gelir ve özellikle düşme sonrası sıklıkla görülür. Hareket açıklığını kısıtlayabilir ve artroz riskini artırabilir.
Olekranon kırığı, dirsek arkasındaki çıkıntılı kemikte oluşur ve genellikle doğrudan darbe ile meydana gelir.
Humerus distal kırığı ise kol kemiğinin dirseğe en yakın ucunda oluşur ve hem erişkinlerde hem çocuklarda ciddi hareket kısıtlılıklarına neden olabilir.

Dirsek Travmalarında Sinir Yaralanmaları

Dirsek bölgesi, yalnızca kemik ve bağlardan oluşmaz; aynı zamanda önemli damar ve sinir yapılarının geçtiği dar bir anatomik alandır. Bu nedenle dirsek kırığı veya dirsek çıkığı durumlarında sinir yaralanmaları da sık görülen ve ciddi sonuçlar doğurabilen eşlikçi durumlardır.

Özellikle ulnar sinir, dirsek arkasından geçerek küçük ve yüzük parmaklarının hissini ve bazı kas hareketlerini kontrol eder. Dirsek travmalarında ulnar sinir, sıkışma, gerilme veya kopma riski altındadır. Hastalarda travma sonrası küçük parmak ve yüzük parmağında uyuşma, karıncalanma, his kaybı veya güçsüzlük görülebilir.

Radial sinir, daha çok ön kolun dış kısmı ve başparmağın motor kontrolünden sorumludur. Dirsek çevresindeki kırıklarda radial sinir de etkilenebilir ve hastada bilek düşüklüğü (wrist drop) olarak bilinen tablo gelişebilir.

Median sinir yaralanmaları ise nadir olmakla birlikte özellikle humerus distal kırıklarında göz önünde bulundurulmalıdır. Median sinir hasarında başparmak ve ilk üç parmakta his kaybı, kavrama gücünde zayıflama olabilir.

Sinir yaralanmalarının varlığı, yalnızca ağrının veya uyuşmanın tanımlanmasıyla değil, nörolojik muayene ve elektrofizyolojik testlerle ortaya konabilir. Yaralanma şekline göre sinir yalnızca geçici olarak zedelenmiş olabilir (nöropraxi), ancak bazı durumlarda sinir kesisi veya kopması da söz konusu olabilir.

Bu gibi durumlarda cerrahi sırasında sinirin onarımı, gevşetilmesi (dekompresyon) veya yeniden yönlendirilmesi (transpozisyon) gibi işlemler gerekebilir. Sinir iyileşmesi yavaştır ve sabırla takip edilmesi gerekir. Bu süreçte erken dönemde fizyoterapi, sinirin yeniden fonksiyon kazanmasına destek olur ve kasların zayıflamasını önler.

Dirsek Çıkıkları ve Eşlik Eden Bağ Yaralanmaları

Dirsek çıkıkları, travma sonrası eklem bütünlüğünün bozulmasıyla ortaya çıkar. Basit çıkıklarda yalnızca eklem yer değiştirir, ancak kompleks çıkıklarda bu tabloya kemik kırıkları da eşlik eder.

Özellikle bağ yapılarının hasar gördüğü durumlarda, dirseğin stabilitesi bozulur ve cerrahi müdahale gerekebilir. Çıkığa eşlik eden damar yaralanmaları, dolaşım bozuklukları ve sinir hasarları acil değerlendirme gerektirir. Bu tür durumlarda kompartman sendromu gibi hayati önem taşıyan komplikasyonlar gelişebilir.

Çocuklarda Dirsek Çıkıkları

Çocuklarda dirsek çıkıkları, özellikle 1–5 yaş arası çocuklarda sık karşılaşılan ortopedik yaralanmalardandır. En yaygın görülen formu, halk arasında “bakıcı dirseği” ya da tıbbi adıyla radial baş subluksasyonu olarak bilinir. Genellikle çocuğun elinden aniden çekilmesi, kaldırılması ya da savrulması sonucu meydana gelir. Bu travmatik hareket, radius kemiğinin başının yerinden hafifçe çıkmasına neden olur ve çocuk aniden kolunu kullanmayı bırakır.

Aileler genellikle çocuğun ağlaması, kolunu aşağıda tutması ve hiç hareket ettirmemesiyle fark eder. El bileği ya da parmaklarda belirgin bir şişlik veya morarma olmaması aileyi yanıltabilir, ancak çocuk kolunu oynamaya devam ettirmiyorsa acil değerlendirme gerekir.

Tanı genellikle öykü ve fizik muayene ile konur; radyografiler bazen tanıyı doğrulamak için gerekebilir. Tedavi, basit bir manevrayla radius başının tekrar yerine oturtulmasıdır. Bu işlem genellikle kısa sürede yapılır ve başarı oranı oldukça yüksektir. Redüksiyonun ardından çocuk birkaç dakika içinde kolunu yeniden kullanmaya başlar.

Daha büyük çocuklarda ya da travmanın şiddetli olduğu durumlarda, klasik dirsek çıkıkları da görülebilir. Bu tür durumlarda kemik gelişimi devam ettiği için doğru hizalama çok önemlidir. Cerrahi ya da alçı tedavisi gerekip gerekmediği ortopedi uzmanı tarafından değerlendirilmelidir

Çocuklarda Dirsek Kırıkları

Çocuklarda görülen dirsek kırıkları arasında en yaygını suprakondiler humerus kırığıdır. Bu kırık tipi, genellikle düşme sonrası dirseğe alınan darbeyle oluşur ve büyüme kıkırdağını etkileyebilir.

Çocukluk çağında dirsek bölgesi gelişim açısından hassas olduğundan, bu tür kırıkların doğru şekilde tedavi edilmesi büyük önem taşır. Yanlış tedavi, uzun vadede hareket kısıtlılığı, şekil bozukluğu veya eklem fonksiyon kaybına yol açabilir.

Tedavi Seçenekleri: Konservatif ve Cerrahi Yaklaşımlar

Dirsek kırığı veya çıkığı sonrası tedavi, travmanın tipi, hastanın yaşı, genel sağlık durumu ve eşlik eden yaralanmalara göre belirlenir. Basit kırık ve çıkıklarda, redüksiyon (kemiklerin yerine oturtulması) işlemi sonrası dirsek alçısı ile sabitleme yeterli olabilir.

Ancak kırığın parçalı olması, bağ hasarının bulunması veya eklem yüzeyinin bozulması durumunda cerrahi tedavi gerekebilir. Dirsek kırığı ameliyatı sırasında plak, vida veya tel gibi sabitleyici materyaller kullanılarak kemiklerin uygun dizilimi sağlanır.

Dirsek çıkığı tedavisinde ise kırık eşlik etmiyorsa kapalı redüksiyon ile çıkık yerine yerleştirilir. Kırıklı-çıkıklı durumlarda ise artroskopik ya da açık cerrahi gerekebilir.

Dirsek Alçısı ve Cerrahi Sonrası Dikkat Edilmesi Gerekenler

Hem konservatif hem de cerrahi tedavi sonrası, dirsek alçısı ile eklemin sabitlenmesi gerekebilir. Alçı süresi travmanın türüne göre değişir; basit çıkıklarda bu süre 1-3 hafta, cerrahi sonrası ise genellikle 1-4 hafta arasında değişir.

Alçı süresince kolun yukarıda tutulması, parmak hareketlerinin ihmal edilmemesi ve şişliklerin kontrol altına alınması gerekir. Cerrahi sonrası yara bakımı, enfeksiyon riskinin azaltılması açısından oldukça önemlidir. Hastaların hekimin önerdiği egzersizlere zamanında başlaması iyileşme sürecini olumlu yönde etkiler.

Dirsek Rehabilitasyonu ve Fizik Tedavi Süreci

Dirsek yaralanmalarında başarılı bir tedavi kadar etkili bir rehabilitasyon süreci de kritik öneme sahiptir. Dirsek ekleminde travmaya bağlı gelişen hareket kısıtlılıkları, kas zayıflığı ve eklem sertliği, fizik tedavi desteği olmadan kalıcı hale gelebilir.

Rehabilitasyon süreci, eklem hareket açıklığını korumayı, kas gücünü artırmayı ve fonksiyonel kullanımı yeniden kazandırmayı hedefler. Özellikle deneyimli bir fizik tedavi merkeziyle çalışmak, hem cerrahi sonrası komplikasyonların önüne geçmek hem de günlük yaşama dönüş süresini kısaltmak açısından son derece değerlidir.

Ne Zaman Bir Ortopedi Uzmanına Başvurmalı?

Dirsek bölgesinde oluşan şiddetli ağrı, ani hareket kısıtlılığı, şekil bozukluğu, şişlik veya uyuşma gibi belirtiler varsa vakit kaybetmeden bir ortopedi uzmanına başvurmak gerekir. Özellikle çocuklarda dirsek travmaları sonrası gelişebilecek kalıcı deformitelerin önlenmesi için erken müdahale hayati önem taşır.

Dirsek kırıklı çıkığı nedeni ile ameliyat edilen hastanın hikayesi