Mikrocerrahi Tarihi
Modern mikrocerrahinin temelleri, 1960’lı yıllarda Japon cerrah Dr. Susumu Tamai ve Amerikalı Dr. Harry Buncke tarafından atılmıştır. Mikroskop altında damarların dikilmesiyle yapılan ilk başarılı parmak replantasyonları, bu alandaki çığır açıcı gelişmelerin başlangıcını oluşturmuştur.
İzleyen yıllarda, Dr. Robert Acland gibi cerrahların katkılarıyla teknik gelişmiş; serbest flep cerrahileri, kompleks uzuv onarımları ve estetik-rekonstrüktif işlemler mikrocerrahi sayesinde mümkün hale gelmiştir. (Kaynak: Buncke HJ. Plastic and Reconstructive Surgery. 1964)
Türkiye’de Mikrocerrahinin Gelişimi
Türkiye’de mikrocerrahi uygulamaları, 1970’li yılların sonlarına doğru, yurt dışında eğitim almış cerrahların öncülüğünde başlamıştır. Amerika ve Avrupa’daki eğitim merkezlerinden dönen uzmanlar, ilk mikrocerrahi operasyonları Ankara ve İstanbul’daki üniversite hastanelerinde gerçekleştirmiştir.
Ankara’da Hacettepe Üniversitesi, Gazi Üniversitesi ve daha sonra İstanbul’da İstanbul Tıp Fakültesi, mikrocerrahinin eğitim ve uygulama alanında öncülük eden merkezler olmuştur. İlk mikroanastomoz ve replantasyon cerrahileri bu kurumlarda gerçekleştirilmiş, böylece Türkiye’de mikrocerrahi pratiği kurumsallaşmaya başlamıştır.
Mikrocerrahi de eğitim süreci
Mikrocerrahi, sabır, el becerisi ve uzun süreli eğitim gerektiren bir alandır. Türkiye’de bu alanda uzmanlaşmak isteyen cerrahlar, plastik rekonstrüktif cerrahi, ortopedi, el cerrahisi veya beyin cerrahisi branşlarında ihtisas yaptıktan sonra özel mikrocerrahi eğitimlerine katılmaktadır.
Bu eğitimler genellikle deneysel mikrocerrahi laboratuvarlarında başlamaktadır. Öğrenciler burada, mikroskop altında hayvan modelleri üzerinde damar ve sinir dikme tekniklerini öğrenmektedir. Eğitim ilerledikçe gerçek hasta vakaları üzerinde uygulama yapılmaktadır.
Türkiye’de mikrocerrahi eğitimi sunan başlıca merkezler şunlardır:
- Hacettepe Üniversitesi (Ankara)
- Gazi Üniversitesi (Ankara)
- İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi
- Ege Üniversitesi (İzmir)
- Erciyes Üniversitesi (Kayseri)
- Çukurova Üniversitesi (Adana)
Mikrocerrahi de Yurtdışı Eğitimlerin Katkısı
Türkiye’de mikrocerrahinin gelişiminde, Amerika Birleşik Devletleri, Almanya, Avusturya ve Japonya gibi ülkelerde alınan ileri düzey eğitimlerin büyük etkisi olmuştur. Bu eğitimler sayesinde Türk cerrahları sadece teknik beceri değil, aynı zamanda vaka seçimi, multidisipliner hasta yönetimi ve komplikasyon yönetimi gibi kritik konularda da yetkinlik kazanmıştır.
Yurtdışında eğitim alıp Türkiye’ye dönen birçok cerrah, bugünkü mikrocerrahi eğitim altyapısının kurulmasında önemli rol oynamıştır.
Türkiye’de Güncel Mikrocerrahi Uygulamaları
Günümüzde Türkiye, mikrocerrahi alanında ileri teknoloji ve yüksek uzmanlık düzeyine sahip merkezleri ile dikkat çekmektedir. Sağlık Bakanlığı’na bağlı devlet hastanelerinden özel üniversite hastanelerine kadar birçok merkezde mikrocerrahi başarıyla uygulanmaktadır.
Başlıca mikrocerrahi uygulamaları şunlardır:
- Uzuv replantasyonları (kopmuş parmak, el, kolun yeniden dikilmesi)
- Periferik sinir cerrahisi (sinir kopmaları, brakiyal pleksus onarımı)
- Serbest flep transferleri (doku nakli ile yara kapatma)
- Onkolojik rekonstrüksiyon (meme, baş-boyun, ekstremite kanseri sonrası)
- Lenfödem cerrahisi ve süpermikrocerrahi
- Robot destekli mikrocerrahi (bazı merkezlerde deneysel olarak uygulanmaktadır)
Mikrocerrahi, fonksiyonel ve estetik kayıpların geri kazanılmasını sağlar. Bu sayede sadece bir organ ya da dokunun değil, bireyin yaşam kalitesinin bütüncül olarak iyileştirilmesi hedeflenir.
Bir iş kazası sonucu parmağını kaybeden bir hastadan, kanser sonrası memesi alınmış bir kadına kadar çok geniş bir hasta grubuna umut olan mikrocerrahi; hassasiyeti, titizliği ve bilimsel altyapısıyla modern tıbbın en değerli yaklaşımlarından biridir.