Skip to main content

Basit El Anatomisi: Elin Yapısı ve Fonksiyonları

El cerrahisi, üst ekstremitenin boyundan parmak ucuna kadar olan tüm sorunlarıyla ilgilenen önemli bir bilim dalıdır. Elin anatomisi, kemikler, bağlar, kaslar, tendonlar, sinirler ve damarlar gibi ana yapı elemanlarından oluşur. Bu yazıda, elin temel yapıları ve işlevleri hakkında bilgi vereceğiz.

Elin Temel Yapı Elemanları

Kemikler

Kemikler, elin stabilitesi ve hareketi için temel elemanlardır. Kemiklerin birbirleriyle buluştuğu hareketli bölgeler ise eklemleri oluşturur. Kemiklerin eklem yüzeylerinde kıkırdak örtüler bulunur. Elin ana kemik yapısı şu şekildedir:

  1. Humerus: Omuz ile dirsek eklemleri arasında bulunan tek kemiktir.
  2. Radius ve Ulna: Önkolu oluşturan bu iki kemik, dirsek ile el bileği arasında yer alır. Radius, başparmak hattında; ulna ise küçük parmak hattında bulunur.

El Bileği Kemikleri

El bileğinde, branştan olmayan doktorların bile saymakta zorlandığı 8 adet küçük kemikçik bulunmaktadır:

  • Skafoideum
  • Lunatum
  • Trikuetrum
  • Pisiforme
  • Trapezium
  • Trapezoideum
  • Kapitatum
  • Hamatum

Bu kemikler, el bileğinin karmaşık yapısını oluşturur ve hareket kabiliyetini artırır.

Metakarp Kemikleri

El sırtı ve avuç içi bölgelerinde, ayaktaki tarak kemiklerine denk gelen metakarp kemikleri bulunur. Her parmak tabanına doğru bir adet olmak üzere toplamda beş tane metakarp kemiği vardır. Bu kemikler, parmakların hareketini destekler.

Falanks Kemikleri

Son olarak, parmaklarımızı oluşturan falanks kemikleri bulunmaktadır. Başparmağın iki, diğer parmakların ise üçer falanksı vardır. Falankslar, yerleşimlerine göre üç gruba ayrılır:

  • Proksimal Falanks: Parmak kökünde bulunan kemiklerdir.
  • Orta Falanks: Parmakların ortasında yer alır.
  • Distal Falanks: Parmak uç kemikleridir.

El Cerrahisi Uzmanlığı: Eğitim Süreci ve Önemi

2009 yılında yürürlüğe giren Tıpta Uzmanlık Eğitimi Yönetmeliği ile El Cerrahisi, bir yan dal uzmanlığı olarak kabul edilmiştir. Bu gelişme, el ve üst ekstremite üzerine yoğunlaşan cerrahi uygulamalar için uzman yetiştirilmesini sağlamıştır. El cerrahisi uzmanları, ortopedi ve plastik cerrahi alanında bilgi ve becerilerini artırarak, bu alanda yüksek standartlarda hizmet sunmak amacıyla eğitim almaktadır.

El Cerrahisi Uzmanlığı Nedir?

El cerrahisi uzmanlığı, el ve üst ekstremite ile ilgili çeşitli hastalıkların tanı ve tedavisini kapsayan bir uzmanlık dalıdır. Bu alanda uzmanlaşmak isteyen hekimler, belirli koşulları sağlayarak 2009 ve 2011 yıllarında eğitim almışlardır. Türkiye’de birçok üniversitede ve özel hastanelerde El Cerrahisi Bilim Dalı veya birimi bulunmaktadır.

Eğitim Süreci

El cerrahisi uzmanlığı eğitimi, ortopedi ve travmatoloji ya da plastik ve rekonstruktif cerrahi uzmanlığı üzerine 2 yıllık bir süreyi kapsamaktadır. Genel cerrahi uzmanları için bu süre 3 yıl olarak belirlenmiştir.

Eğitim süreci şu şekildedir:

  1. Temel Tıp Eğitimi: Tıp fakültesi mezunu olmak.
  2. Uzmanlık Eğitimi: Ortopedi veya plastik cerrahi alanında 5-6 yıl süren uzmanlık eğitimi.
  3. Üst İhtisas Eğitimi: Uzmanlık eğitimini tamamlayan hekimler, el cerrahisi alanında 2-3 yıl süreyle üst ihtisas eğitimine tabi tutulurlar.

Bu süreç sonunda, uzmanlar gerekli sınavları başarıyla geçtiklerinde, El Cerrahisi Uzmanı unvanını alırlar. Toplamda yaklaşık 8 yıl süren bu eğitim, hekimlerin el cerrahisi alanında yeterlilik kazanmalarını sağlar.

El Cerrahisi Uzmanlarının Rolü

El cerrahisi uzmanları, el yaralanmaları, doğuştan gelen el deformiteleri, tendon yaralanmaları ve sinir hasarları gibi çeşitli durumları tedavi eder. Bu uzmanlar, hastalarına en iyi hizmeti sunmak için sürekli olarak kendilerini geliştirmekte ve yeni teknikleri öğrenmektedir.

El Cerrahisi S.S.S.

Sinir Sıkışması ve Sinirlerin İşlevleri Üzerine Bilgiler

  1. Sinirlerin Yapısı ve İşlevleri

    Sinirler, boyundan başlayarak parmak uçlarımıza kadar uzanan, iletim sağlayan kordon şeklindeki yapılardır. Bu sinirler, kol ve el hareketlerini kontrol ederken, deride bulunan özel reseptörler aracılığıyla dokunma, sıcaklık, ağrı gibi hislerin beyine iletilmesini sağlar. Sinirler, kemik ve bağ dokular tarafından oluşturulan tüneller içinde korunur. Ancak, bu tünellerde meydana gelen daralmalar nedeniyle sinirler sıkışabilir. Kolumuzda en sık sıkışma noktaları el bileği ve dirsek bölgesidir.
  2. El Bileğinde Neden Sıkışma Oluşur?

    El bileğinde, kemikler tarafından oluşturulan bir tünel içinden sinirler ve tendonlar geçmektedir. Bu tünelin üzeri kalın bir bağ ile kaplıdır. Tüneli daraltan anormal yapılar veya bağın kalınlaşması, sinirin ezilmesine neden olur. Bu durumun en yaygın nedeni, bağın kalınlaşmasıdır; ancak çoğu zaman kesin bir neden belirlenemez.
  3. Sinir Sıkışması Kimlerde Görülür?

    Sinir sıkışması, kadınlarda daha sık görülmekle birlikte erkeklerde de rastlanabilir. Özellikle şeker hastalarında, bilgisayar kullanan kişilerde ve hamilelikte hormon değişiklikleri nedeniyle daha yaygındır. Ayrıca, dializ hastaları ve böbrek yetmezliği olan bireylerde de sinir sıkışması riski artar. Romatizmal hastalıklar ve bazı yapısal bozuklukları olan kişilerde de görülebilir. Ofis çalışanları ve ev hanımları gibi meslek gruplarında sıklıkla karşılaşılmaktadır.
  4. Ofis Çalışanlarında Sinir Sıkışması Neden Sık Görülür?

    Son yıllarda bilgisayar kullanımının artması, sinir sıkışması vakalarının çoğalmasına yol açmıştır. Bilgisayar kullanırken el bileğinin yukarıda kalması ve fare tutuş pozisyonu, bu hastalığı tetikleyebilir. Ofis çalışanları arasında “fare hastalığı” olarak adlandırılan bu durum, zamanla yaygınlaşmıştır.
  5. Hamilelikte Sinir Sıkışması

    Hamileliğin ikinci yarısında hormonal değişiklikler sinir sıkışmalarına neden olabilir. Bu durum, bazı kadınlarda dayanılmaz hale gelebilir ve gece ağrıları ile uyanmalarına yol açabilir. Hamilelik sonrasında birkaç ay içinde gerileyebilir. Eğer istirahat ve destek tedavileri işe yaramıyorsa, cerrahi müdahale düşünülebilir.
  6. Sinir Sıkışmasının Yaşla İlişkisi

    Genellikle, kırklı yaşlardan sonra görülmekle birlikte genç bireylerde de ortaya çıkabilir. Sinirin basıya uğramasına neden olabilecek her türlü durum, bu hastalığı tetikleyebilir.
  7. Sinir Sıkışması Belirtileri

    El bileğinde sinirin ezilmesi, özellikle geceleri artan uyuşma ve karıncalanma hissi ile kendini gösterir. Ağrı, en önemli belirtidir. El işleri yaparken çabuk yorulma ve eşyaları düşürme gibi belirtiler de görülebilir. Uyuşma genellikle başparmak, işaret parmağı ve orta parmakta yoğunlaşır. Eğer bu belirtiler geceleri uykudan uyandıracak kadar artıyorsa, hastalığın ilerlediği anlamına gelir.
  8. Kolda Nerelerde Sinir Sıkışması Olabilir?

    Sinir sıkışması, sinirin geçtiği tüm bölgelerde meydana gelebilir. El bileğinden sonra en sık dirsek bölgesinde görülür. Dirseğin iç tarafındaki tünel, sinirin sıkışmasına neden olabilir ve bu bölgede de gece artan uyuşma şikayetleri görülebilir.
  9. Sinir Sıkışması Tanısı

    Sinir sıkışması tanısı, hastanın genel şikayetleri ile genellikle kolayca konulabilir. Ancak, tanıyı doğrulamak ve sinir sıkışmasına neden olabilecek etkenleri belirlemek için EMG (Elektromyografi) testi gibi tetkikler yapılmalıdır. Ayrıca, eski kemik kırıkları veya kitleleri tespit etmek için görüntüleme yöntemleri de kullanılabilir.
  10. Sinir Sıkışmasının Ameliyat Dışı Tedavisi

    Erken dönemlerde, sinir sıkışması belirtilerini azaltmak için el bileği altına yerleştirilen destekler kullanılabilir. Ancak gece ağrıları başladıysa, bu desteklerin etkisi sınırlı olabilir. Steroid enjeksiyonları bazı durumlarda kullanılabilir, fakat uzun vadede yan etkileri olabileceği için dikkatli kullanılmalıdır.
  11. El Bileği Sinir Sıkışmasında Ameliyat Ne Zaman Gerekir?

    Uzun süre geçmeyen, gece uykudan uyandıran ağrılar ve eldeki eşyaların düşmesi gibi şikayetler ameliyat gerektirir. Ameliyat, genellikle elin günlük işlerini yapabilmesi için zaman kaybetmeden yapılmalıdır.
  12. Kapalı Yöntemle Tedavi

    Seçilmiş vakalarda kapalı yöntemle cerrahi tedavi uygulanabilir. Ancak bu yöntemin deneyimli bir cerrah tarafından yapılması şarttır. Kapalı yöntemle yapılan işlemlerde hata oranı daha yüksek olabilmektedir.
  13. Ameliyat Sonrası İyileşme Süreci

    Çoğu hastada tedavi sonuçları olumlu olup, tam iyileşme sağlanır. Ancak, ağır vakalarda şikayetlerin tamamı ortadan kalkmayabilir. Ameliyat sonrası, hastaların elini kullanmalarına izin verilir ve pansuman süreci dikkatle takip edilir.
  14. El Bileği Kisti Nedir?

    El bileği kistleri, eklem kapsülünden veya tendon kılıfından çıkan, içi sıvı dolu iyi huylu kitlelerdir. Genellikle eklem kapsülünün zayıf bölgelerinden fıtıklaşarak oluşurlar.
  15. El Bileği Kistleri Kimlerde Görülür?

    El bileği kistleri genellikle 20-40 yaş arası kadınlarda görülür. Bu kistler, el bileği ve elin çeşitli bölgelerinde ortaya çıkabilir.
  16. Kistlerin Oluşum Nedenleri

    Kesin bir nedeni yoktur, ancak tekrarlayan travmalar sonrası gelişebilir. Kistler, dinlenme ile küçülüp aktivite ile büyüyebilir. Bazen kendiliğinden de kaybolabilirler.
  17. Kist Tanısı ve Bulguları

    Kist tanısı, muayene sırasında kitle tespiti ile konulur. Radyolojik tetkikler, altta yatan mekanik patolojileri ekarte etmek için faydalıdır.
  18. Kistlerin Tedavisi

    Kistlerin tedavisinde genellikle gözlem tercih edilir. Ağrılı hale geldiğinde veya estetik sorun oluşturduğunda cerrahi müdahale gerekebilir.
  19. El Bileği Kist Ameliyatı

    Ameliyat, bölgesel anestezi altında yapılır ve kist üzerinden açılan bir kesi ile gerçekleştirilir. Kistin tamamen çıkarılması, tekrarlama riskini azaltır.
  20. Kistlerin Tekrar Oluşma Riski

    Kistlerin tekrarlama riski vardır. Cerrahi sırasında dikkatli olunması, tekrar oluşum riskini azaltır.
  21. El Bileği Dışında Diğer Kist Yerleşimleri

    El bileğinin iç tarafında oluşan kistler, damarların etrafında yer alabilir. Bu nedenle, cerrahi sırasında damarların korunması önemlidir.
  22. Tetik Parmak Nedir?

    Tetik parmak, parmakların hareketini sağlayan kirişlerin sıkışması sonucu oluşan bir durumdur. Bu, ağrı ve takılma ile kendini gösterir.
  23. Tetik Parmak Tedavisi

    Tedavi amaçları, parmağın takılmasını engellemek ve rahatsızlık hissini ortadan kaldırmaktır. Steroid enjeksiyonları veya cerrahi tedavi gerekebilir.
  24. Tetik Parmak Ameliyatı

    Ameliyat, avuç içinde küçük bir kesi ile gerçekleştirilir. Kiriş ve sinir yapılarının korunması önemlidir.
  25. Çocuklarda Tetik Parmak

    Yeni doğanlarda ve çocuklarda ameliyat hemen yapılmamalıdır. Bekleme süresi, parmağın durumu göz önünde bulundurularak belirlenmelidir.
  26. Romatizmal Hastalıklarda Tetik Parmak

    Romatizmal hastalıklarda cerrahi tedavi, dikkatlice yapılmalıdır. Bu tür hastalarda cerrahi müdahale sonrasında şekil bozuklukları gelişebilir.
  27. Tendon Sıkışması

    Başparmak üst tarafında da sıkışmalar olabilir. Bu durumda, dinlenme ve fizik tedavi önerilir. Cerrahi, son çare olarak düşünülmelidir.
  28. Yaralanmalarda İlk Yardım

    Kopma durumunda, kanama durdurulmalı ve hasta güvenli bir yere alınmalıdır. Yaralanan bölgeye temiz bir bezle baskı yaparak kanama kontrol altına alınmalıdır.
  29. Kopan Parçanın Taşınması

    Kopan parça, temiz bir bezle sarılmalı ve uygun koşullarda taşınmalıdır. Buz ile doğrudan temas ettirilmemelidir.
  30. Yaralanma Sebepleri

    Yaralanmalar, genellikle iş kazaları veya dikkatsizlik sonucu meydana gelir. Güvenlik tedbirleri almak, yaralanmaları önlemenin en etkili yoludur.
  31. Yaralanma Sonrası Hızlı Müdahale

    Yaralanma sonrası zaman, kritik bir faktördür. Kanama kontrolü sağlandıktan sonra, uygun zamanda cerrahi müdahale yapılmalıdır.
  32. Fizik Tedavi Süreci

    Fizik tedavi, ameliyat sonrası fonksiyonların geri kazanılmasında kritik bir rol oynar. Erken dönemde başlatılmalıdır.
  33. Kayakçı Başparmağı

    Kayak sporuyla ilişkili bir yaralanmadır. Bağların yırtılması sonucu oluşan bu durum, erken dönemde tedavi edilmelidir.

El Cerrahisi Gelişmeleri

El Cerrahisi Gelişmeleri

El cerrahisi, tıbbın en hızlı gelişen ve sürekli yenilenen alanlarından biridir. Özellikle son yıllarda robotik cerrahi ve mikrocerrahi tekniklerinin gelişmesiyle birlikte el cerrahisinde önemli yenilikler yaşanmaktadır.

Başlangıçta diğer tıp branşlarında yaygın olarak kullanılmaya başlanan robotik cerrahi sistemleri, el cerrahisinde de etkin bir şekilde uygulanmaya başlamıştır. Bu yenilikçi teknolojiler, hassasiyet gerektiren işlemlerde yüksek başarı oranları ve minimal invaziv girişim imkanı sunarak hasta konforunu artırmaktadır.

Mikrocerrahi uygulamaları sayesinde, özellikle sinir ve damar onarımlarında büyük başarı elde edilmektedir. Robot destekli sistemler, cerrahların daha hassas ve karmaşık işlemleri hata payını en aza indirerek gerçekleştirmelerine olanak sağlar. Bu sayede operasyon süreleri kısalmakta, iyileşme süreçleri hızlanmakta ve komplikasyon riskleri azalmaktadır.

El cerrahisinde robotik teknoloji ile yapılan işlemler:

  • Sinir ve tendon tamirleri
  • Mikrovasküler cerrahi işlemleri
  • Travma sonrası onarımlar
  • Rehabilitasyon sonrası düzeltici operasyonlar

Gelişen teknolojiyle birlikte el cerrahisinde daha az invaziv, daha hızlı ve daha güvenli operasyonlar mümkün hale gelmiştir. Robotik el cerrahisi, geleceğin cerrahi uygulamaları arasında ön sıralarda yer almaya devam edecektir.

El Cerrahisi Tarihi

El cerrahisi, insan anatomisinin en karmaşık ve hassas bölgelerinden biri olan ellerin işlevini yeniden kazandırmak için uygulanan özel bir cerrahi alandır. Türkiye’de el cerrahisinin gelişimi, modern tıp uygulamalarının yaygınlaşmasıyla birlikte hız kazanmıştır.

Türkiye’de El Cerrahisinin İlk Adımları

Türkiye’de el cerrahisi uygulamaları, Prof. Dr. Merih Eroğlu ve mikrocerrahinin öncüsü Prof. Dr. Ayan Gölgönen ile kurumsal anlamda şekillenmeye başlamıştır. Ancak öncesinde, Prof. Dr. Rıdvan Ege, Amerika’da Ortopedi ve Travmatoloji eğitimi aldıktan sonra 1963 yılında Türkiye’ye dönerek bu alandaki ilk çalışmaları başlatmıştır.

Columbia Üniversitesi‘nde eğitim alan Prof. Dr. Ege, Türkiye’ye döndüğünde El Cerrahisi eğitimini başlatmak için önemli adımlar attı. Ankara’da Numune Hastanesi ve diğer merkezlerde uygulamalı eğitimler organize edilerek yeni cerrahların yetişmesine katkı sağladı.

Yurt Dışında Eğitim ve Türkiye’ye Katkıları

Türkiye’de el cerrahisinin gelişiminde yurt dışında eğitim alan hekimlerin büyük katkısı olmuştur. Özellikle Prof. Dr. Caroll ve ekibiyle çalışan Türk cerrahlar, Amerika ve Fransa’daki ileri teknikleri ülkemize taşıdı. 1970 yılında New York Columbia Üniversitesi’nde Prof. Dr. Caroll’un yanında eğitim alan uzmanlar, Türkiye’de el cerrahisi pratiğinin gelişimine yön verdi.

Ayrıca, 1977 yılında Fransa Nancy Hospital Jeanec D’Arc’da eğitim alan uzmanlar da mikrocerrahi ve el cerrahisindeki yeni teknikleri Türkiye’ye getirdi. Prof. Dr. Gölgönen’in önderliğinde yapılan uygulamalar ve öğretim faaliyetleri, 1980’li yıllardan itibaren Türkiye’de el cerrahisinin bilimsel ve uygulamalı gelişimini hızlandırdı.

Ankara ve Diğer Şehirlerde Genişleyen Eğitim Ağı

Ankara, el cerrahisi ve mikrocerrahi uygulamalarının merkezi haline gelirken, İstanbul ve diğer büyük şehirlerde de birçok merkez kuruldu. Özellikle, Türkiye Yüksek İhtisas Hastanesi, el cerrahisi eğitimi veren önemli kurumlar arasında yer aldı. Buradaki eğitimler sayesinde hem yetişmiş cerrah sayısı arttı hem de daha karmaşık el cerrahisi operasyonları yapılabilir hale geldi.

Günümüzde Türkiye’de El Cerrahisi

Bugün Türkiye’de el cerrahisi uygulamaları hem devlet hastanelerinde hem de özel sağlık kuruluşlarında dünya standartlarında yapılmaktadır. Acil El Cerrahisi başta olmak üzere, mikrocerrahi, tendon onarımları, sinir tamirleri, kemik deformiteleri ve estetik el cerrahisi gibi çok geniş bir yelpazede hastalara hizmet verilmektedir.

Özellikle Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi uzmanlık eğitimi sırasında da el cerrahisine özel eğitim programları sunulmaktadır. Türkiye’den pek çok uzman yurt dışında da kabul görmekte, uluslararası kongrelerde bilgi ve deneyimlerini paylaşmaktadır.

El Cerrahisi Nedir ?

El cerrahisi, insan vücudunun omuzdan parmak uçlarına kadar uzanan ve “üst ekstremite” olarak adlandırılan bölgesinde yer alan yapıların hastalıklarıyla ilgilenen özel bir cerrahi alandır. Günlük yaşantımızda ellerimiz, hem temel ihtiyaçlarımızı karşılamak hem de iş gücünü sürdürebilmek açısından kritik öneme sahiptir. Dolayısıyla el fonksiyonlarını etkileyen her türlü rahatsızlık — ister kısa süreli ister kalıcı olsun — yaşam kalitemizi doğrudan etkileyebilir.

Üst ekstremite; kemikler, kaslar, tendonlar, bağ dokular, damarlar ve sinirlerin birbirine uyum içinde çalıştığı karmaşık ama son derece uyumlu bir yapıdır. Bu sistemin işleyişinde meydana gelen herhangi bir aksama, ister travmaya, ister doğuştan gelen bir duruma ya da kronik bir hastalığa bağlı olsun, el cerrahisinin ilgi alanına girer. Cerrahi müdahalelerin amacı bu uyumu yeniden kurmak, elin fonksiyonlarını geri kazandırmak ve kişinin yaşam kalitesini artırmaktır.

Bu kapsamda el cerrahisi; kesiler, kırıklar, sinir yaralanmaları, tendon kopmaları, parmak amputasyonları, yanıklar gibi travmatik durumların yanı sıra, karpal tünel ve kubital tünel sendromu gibi sinir sıkışmaları, De Quervain hastalığı gibi tendon rahatsızlıkları ve el bileğinde görülen kireçlenmeler gibi dejeneratif hastalıkları ile  romatizmal hastalıklar sonucu gelişen eklem bozuklukları el cerrahisinin müdahale alanlarındandır.

Doğuştan gelen el anomalileri de el cerrahisinin ilgi alanına girer. Parmakların ayrılmamış olması (sindaktili), fazla parmak bulunması (polidaktili) ya da elin tam gelişmemesi gibi durumlar,bebeklik  çağında tanı alarak cerrahi girişimle düzeltilmeye çalışılır. Bu tür müdahaleler, yalnızca görünümün değil, aynı zamanda temel el fonksiyonlarının kazanılması açısından da büyük önem taşır.

Ayrıca, bağ dokularındaki yaralanmalar da önemli bir tedavi alanı oluşturur. El bileği gibi hareketli bölgelerde sık görülen ligament yırtıkları, ağrı ve kararsızlık hissine yol açabilir. Bu tür durumların tanı ve tedavisinde el bileği artroskopisi, hem minimal invaziv olması hem de iyileşme sürecini kısaltması açısından etkili bir yöntemdir. Artroskopi sayesinde bağ onarımları doğrudan ve hassas bir şekilde gerçekleştirilebilir.

Tüm bu cerrahi uygulamaların ardından, bireye özgü planlanan rehabilitasyon süreçleri elin işlevselliğini yeniden kazanmasında büyük rol oynar. Cerrahi tedavi kadar, sonrasında uygulanan fizik tedavi de el cerrahisinin vazgeçilmez bir parçasıdır.

El Cerrahisi nedir ?

El cerrahisi,  el, el bileği, tendonlar, sinirler ve üst ekstremiteyle ilgili çeşitli sorunlarla ilgilenen bir alt uzmanlıktır.

Kim El Cerrahıdır?

El cerrahları, El Cerrahisi konusunda eğitim almış Ortopedi veya Plastik Cerrahi uzmanlarıdır.

İlginizi çekebilir

El Cerrahı ağrılı bileği tedavi eder mi?

Evet, el cerrahisi el bileği hastalıklarının tedavisinde uzmanlaşmıştır ve ağrılı el bileğini çeşitli teknikler kullanarak tedavi edebilir.( el bileği artroskopisi, ligament onarımı ve rekonstrüksiyonu, proksimal sıralı karpektemi (PRC), sınırlı karpal füzyon (dört köşe füzyon), el bileği artrodezis)

Hangi durumlarda el cerrahisi uzmanına başvurulmalı?

El cerrahisi uzmanları şu rahatsızlıkların tedavisini başarılı şekilde gerçekleştirebilir

  • El ve el bileği kırıkları ya da çıkıkları ve bu yaralanmalar sonrası oluşan rahatsızlıklar, radius distal uç kırıkları, skafoid kırığı, skafoid kaynamaması, SLAC (Skafolunat İleri Çökme) ve SNAC (Skafoid kaynamayan İleri Çökme) el bileği, perilünat çıkıklar, Bennet kırığı (Başparmak Tabanı Kırığı)
  • Ligament Yaralanmaları: Skafolunat ligament yaralanması, karpal instabilite, Stener lezyonu (başparmak UCL), volar plak yaralanması
  • Spor yaralanmaları: PIP eklemi kırıklı çıkığı, Parmak kırığı
  • Sinir Yaralanmaları: Brakiyal pleksus yaralanması (yetişkin ve doğumsal), bilek düşmesi, sinir grefti, periferik sinir onarımı, sinir transferi
  • Sinir sıkışması: Karpal tünel sendromu (açık veya endoskopik karpal tünel serbestleştirilmesi), Kubital Tünel Serbesteştirilmesi
  • Rekonstrüksiyon: Deri grefti, flep cerrahisi, serbest flep, parmak veya uzvun amputasyonu sonrası replantasyon; vaskülarize ve vaskülarize olmayan kemik grefti, parmak nakli
  • Deformite Düzeltme: Yanlış kaynamış kırıklar, kontraktürler,
  • Madelung deformitesi, yanık sonrası kontraktürler, serebral palsi, romatoid artrit, Dupuytren kontraktürü
  • Doğuştan gelen durumlar: Sindaktili, makrodaktili, başparmak hipoplazisi (pollisizasyon)
  • Dejeneratif Durumlar: Artrit, Kienbock Hastalığı, başparmak bazal eklem artriti (1. CMC Artriti), Tetik Parmak, DeQuervain Hastalığı

Mikrocerrahi nedir?

Mikrocerrahi, adından da anlaşılacağı gibi, mikroskop yardımıyla   gerçekleştirilen  bir cerrahi işlemlere verilen isimdir. Özel mikroskopların kulladnılmdıığ mikrocerrahi ameliyatlarından ameliyat sahasının görüntüsünün büyütülmesiyle  detaylı inceleme ve müdahale imkanı oluşur

Mikrocerrahi ne için kullanılır?

Mikrocerrahi, çapı genellikle 1 milimetrenin altında olan kan damarları ve sinirler gibi çok küçük yapılara ait sorunları çözmek için uygulanan bir cerrahi tekniktir

 Hasar görmüş cilt, kas ve dokuların rekonstrüktif operasyonları , sinir onarımı, sinir greftleme, kan damarı onarımı, damar greftleme, vücudun bir bölgesinden diğerine doku transferi, kopan parmak ya da uzuvların yeniden onarılması ( replantasyon )gibi  belirli işlemleri yapmak için mikrocerrahi teknikleri kullanılır.

Mikrocerrahi nasıl gerçekleştirilir?

Mikrocerrahide, cerrah, vücut yapısını doğrudan bakmak yerine bir mikroskop aracılığıyla gözlemleyerek operasyonu gerçekleştirir. Cerrahlar, bu ince yapıları onarırken özel operasyon mikroskopları ve hassas aletler kullanır. Bazı mikrocerrahi işlemleri, cerrahların kullnadığı yüksek büyütme gücüne sahip özel gözlükler ( loop,) kullanarak yapılmaktadır.

El cerrahisi nedir?

12 senedir elini ve parmaklarını yukarı kaldıramayan hastamız elini normal kullanmaya başladı